BEKLENMEDİK MİSAFİR Üzeyir Lokman ÇAYCI Asırlar önce bir ormanda Bütün canlılar birlikte yaşarlarmış Gelip geçenler de o civarda « Bu ne güzellik !» diye şaşarlarmış Günün birinde erkek ve dişi yılan dostça giderlerken biri, iki kök arasında sıkışıp kalmış. Çok zorlanmış çıkmak için… Acı sarmış bedenini dişi yılanın… Erkek arkadaşı onun haline dayanamamış. Kendi dilleriye konuşmuşlar birbirleriyle. Sonra erkek yılan bir çare aramak için yollara düşmüş ! Oradan uzaklaştıkça uzaklaşmış… Uzun süre kıvrıla kıvrıla yürümüş… O yürüdükçe ağaçlar ve mis gibi kokan otlar arkadaşıyla birlikte geride kalmış… Saatler geçmiş aradan... Bir sarayın önüne gelmiş erkek yılan... Önce sürünerek yüksek pencere gibi bir boşluğa tırmanmış... Yukardan sarkan zincirli çan halkasına uzanarak bir salıncak gibi onunla sallanmış... O sallandıkça sarayın çanları çalmış... Uyarıcı asker de çanın çaldığını Padişah’a duyurmak için davulunu çalmış: «Güm!... güm!... güm!... » Padişah uykudan uyanmış... Yüzlerce muhafız dizilmişler yanyana... Haber vermişler sultana : - « Ne yapalım Efendimiz? » Demişler : «Emirleriniz başlarımızın üzerinde…» Padişah, demiş : « Sabahın köründe gelen kimmiş bakın…Bir hikmet var bunda! Giyinip kuşandıktan sonra usul usul açın sarayın kapısını! » Yüzlerce muhafız « rap... rap... rap... » diye ayaklarıyla sesler çıkararak, tek sıra halinde yürümüşler. Bir müddet sonra sarayın ana kapısının arkasına kadar gelmişler...
Voir